27 Ocak 2017 Cuma

su arıtma cihaı tarihi

Su arıtma nedir sualine yanıt bulmadan önce suyu tanımak gerekir. Su herkesin bildiği şekliye 2 hidrojen atomu ve bir oksijen atomunun birleşmesinden oluşmuş hayatın kaynağı sayılan bir yapıdır. Ancak su yalnızca bu moleküllerden ibaret değildir. Üniversal çözücü (solvent) özelliği olan su temas ettiği maddeleri de bünyesine katabilme özelliğine sahiptir. Bu maddeler vücudun ihtiyaç duyacağı yararlı maddeler olabileceği gibi vücutta istenilmeyen zarar veren maddeler de olabilmektedir. İşte su arıtma suyun içerisinde bulunan zarar veren maddeleri suyun içerisinden uzaklaştırma başka bir deyişle arındırma işidir. 

Su arıtma tabiatta tabii bir proses olarak işlerken dünya nüfusunun kalabalıklaşması, endüstrileşme gibi su kaynaklarının hızla kirlenmesine ve temiz su kaynaklarının gittikçe tükenmesine sebep olmuştur. İnsanlık bu noktada yapay ve hızlı yollarla suyun arındırılması metotlarını bulma yoluna gitmek zorunda kalmıştır. Bir hayli insan son zamanlarda su arıtma ve su arıtma cihazı kelimesini sevimsiz olarak karşılamaktadır. Oysa doğal kaynak suları diye adlandırılmış olan sular dahi arıtılmış sudur. Doğanın arıttığı su insanlığın teknolojide şuurlu şuursuz hızlı bir şekilde ilerlemesi ile yetersiz kalmaktadır. Bugün bir hayli yeraltı suyu yeryüzüne kirli bir şekilde çıkmaktadır. Ne yazık ki doğanın arıtma kapasitesine zarar vermiş vaziyetteyiz. Burada insanlığın yapabileceği iki husus var. Birincisi kirletmiş olduğumuz su arıtma sistemleri ile suları arındırma işlemi ile doğanın kendi arıtabileceği düzeylerdeki kirlilik vaziyetine getirmek (atık su arıtımı) ikincisi doğanın tez arıtamadığı temiz su kaynaklarını da yeniden arıtma işlemi ile sıhhatimizi bozmayacak düzeylere getirmek (su arıtma veyahut temiz su içme suyu arıtımı). Tabi hayat kaynağımız suyu ve etrafımızı kirletebilecek diğer unsurlar da (hava, katı atık, vs.) göz önünde bulundurulmalı ve doğanın arıtma kapasitesini bilerek ona aşamayacağı yük getirmemeliyiz.
Peki su arıtma nasıl yapılır? Su arıtma işlemi tabiatta işleyen doğal bir prosestir. Sathi sular çeşitli faktörlerle kirlenir, buharlaşma aracılığıyla suyun en saf hali gökyüzüne taşınır ve bu su yeniden çoğunlukla temiz bir kaynak olarak semandan yeryüzüne inerek canlı hayatının devamını teşkil eder. Yeniden yüzeyde çeşitli faktörlerle kirletilen sular topraktaki çeşitli katmalardan geçerek bir süzülme ( su arıtma cihazları filtrasyonu gibi) aracılığıyla barındırmış olduğu kirliliklerden arınır ki doğal bir su arıtma sistemi görevi görür. Tabi suyun burada tamami ile saf halde olduğu beklenemez. Yeraltında bulunan çok çeşitli kayaçlar su içerisinde çözünerek suya değişik özellikler kazandırır. Bu işlemler yeraltında onlarca sene sürebilmektedir. Şifalı suların çoğunluğu bu şekilde oluşmuştur. Yapay olarak buluş edilen su arıtma teknikleri de yine tabiattan esin alınarak gerçekleştirilmiş tekniklerdir. İnsanoğlunun bekleyecek vakti kalmamıştır. Bu yüzden tabiattaki su arıtma prosesi taklit edilerek tabiattan çok daha hızlı bir şekilde arıtma işlemini gerçekleştirebilmemiz gerekmektedir. Suyun yeraltında ilerleyerek kirliliklerinden arınması izleyerek kopyalanan filtrasyon sistemleri bilimin de katkısıyla tabiattakinden çok daha hızlı netice vermektedir. Yine tabiattan esinlenerek iyon değişimi prensibi ile sudaki kirlilikler zararsız olma maddelerle yer değiştirmek suretiyle arındırılmaktadır. Nebatlardaki osmatik basınç farkından çok yoğun ortamdan az yoğun ortama geçişin tersinden esinlenerek reverse osmosis (RO, ters osmoz) su arıtma sistemleri icat edilmiştir. Ancak günümüzün teknolojisinde dahi su içerisindeki zarar veren faydalı madde ayırımı yapıp arıtma işlemi yapılamamaktadır. Ancak suyun saflaştırıldıktan sonra istediğimiz özelliklere getirilebilmesi olasıdır. Buna rağmen tabiattaki çeşitli sular bulundukları ortam münasebetiyle değişik özellikler gösterebilmektedir. Bu özellikleri sağlayan natürel mineraller ve su moleküllerinin yapısıdır. Su saflaştırılarak daha sonra suyun yapısındaki bu minerallerin ilavesi ile su yapısal moleküllerine bu özellikler tekrar kazandırılabilmektedir. Bu şekilde etkin bir su arıtma prosesi işlemiş olacaktır.

Amerikan uzay üssü Nasa”da bir ihtiyaç dahilin de keşfedilen ters osmoz su arıtma işlemi bugün hanelerimize kadar girmiştir. Uzay gemisinde su arıtma netlikle bir ihtiyaçtı. Zira uzaya gidip gelmek fiyatlı bir işti. Bilim insanlarının uzayda teknolojiyi geliştirebilmemiz için gerçekleştireceği ilmi çalışmalar aylar sürebilecekti. Uzay gemisi içerisinde yer alan 5 kişilik bir astronot ekibinin ihtiyacı olan su günlük 10 ile 15 litre arasında olacağı bekleniyordu. Yüz seksen günlük bir çalışma için bu ihtiyaç kabaca 1800 litre ile 2700 litre arasında bir miktar da su etmektedir. Uzayda temiz içme su kaynağı bulunmadığı düşünüldüğün de, bu suyunda ya dünyadan götürülmesi ya da yine yeryüzündeki su döngüsünden yararlanılarak geliştirilecek olan bir su arıtma sistemi ile arıtılıp tekrar tekrar kullanılması ile olası olabilecekti. Tonlarca suyun yukarıya roketler yardımıyla taşınmasının zorluğu ve fiyatı bilim insanlarını ikinci seçeneğe yöneltti. Yeryüzündeki su daimi bir çevrim halindedir, su miktarı asla değişmez. Canlılar doğar büyür bu sırasında su kullanır ancak kullandığı suyu da tabiata tekrar iade eder. Ölümde dahi canlı vücudu içerisindeki su buharlaşarak, toprağa karışarak ve başka canlı bünyelerine alınarak daimi çevrimin içerisinde bulunur. Peki bu işlem küçük bir uzay kapsülü içerisinde olabilir mi. Elbette olabilir fakat tabiatta geçen vakit gibi değil. Ters osmoz,  astronotların dışkı idrar gibi yollarla çıkardığı suyun tekrar kullanılabilmesini sağlayan bir tekniktir. Hanelerimizdeki aletlerde prensipte bu şekilde çalışmaktadır ancak çok daha kolay bir şeklidir. Sonunda hanelerimize gelen su astronotların çıkardığı kadar kirli değildir. Bu aşamada su arıtmanın genel bir ihtiyaç doğruluğu ortaya çıktığı açıkça görülebilmektedir. 
Su arıtma hanelerimize de bir ihtiyaç doğrultusunda girdi. Su kaynaklarımız artık yeteri kadar temiz değil. Bundan 50-60 yıl önce sadece klorlama ile hanelere mesajlan su artık kimi kirliklerden arındırmak için kurulan arıtma sistemlerinden geçtikten sonra hanelerimize iletilebilmektedir. Piyasada satılan damacana ve şişe sularının ise hem fiyatsal hem de damacana kabının içerdiği zararlı kimyevilerin suya karışma tehlikesinden dolayı sıhhat açısından mesele oluşturması, hanemize gelen suyun arıtılarak sağlıklı ve uygun fiyatlı bir şekilde içilebileceği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. 



PAYLAŞ

Yazar:

0 yorum: