Psikoloji Nedir?
Psikoloji için kabaca insan ve hayvan davranışlarının
bilimidir, denilebilir. Geniş anlamıyla bakıldığında bireylerin duygu, düşünce,
davranış, motivasyon süreçleri ile bunların altındaki nedenlerive bireylerin
birbirleriyle etkileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsana dair her
alanda çalışma ve gözlem yapma imkânı olan psikoloji bilimi, kendi içerisinde
pek çok alt alana sahiptir: klinik psikoloji,sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi,
endüstri psikolojisi, spor psikolojisi, trafik psikolojisigibi.
Psikolog Kimdir?
Psikologlar, üniversitelerin Fen-Edebiyat Fakültesi-Psikoloji
bölümlerinden 4 yıllık lisans eğitimini tamamlamış kişilerdir. Dilerlerse
lisans eğitimi sonrasında psikolojinin alt alanlarında uzmanlık eğitimi alıp
kendilerini belli bir alanda geliştirebilirler. Ayrıca terapi eğitimlerine (bilişsel davranışçı terapi, çift
terapisi, oyun
terapisi, cinsel terapi) katılarak psikoterapi (kısaca, problemin sistemli
konuşma ve bir takım uygulamalarla çözümü)yapmak için yetki sahibi de
olabilirler.
Psikiyatrist Kimdir?
Psikiyatristler, tıp fakültelerinden mezun olup
Psikiyatri uzmanlığını almış tıp doktorlarıdır. Psikiyatristler tıp doktoru
oldukları için hastalarınatanı koyarak tedavi düzenleyebilirler. Hastaya gerektiğinde ilaç
tedavisi planlayabilirler. Ayrıca psikiyatristler de tıp eğitimlerine ek olarak psikoterapi eğitimi
aldıkları taktirdepsikoterapiyapabilirler.
“Psikoloğa mı Gitmeliyim,
Psikiyatriste mi?”
“Terapi mi Almalıyım, İlaç mı?”
Bu sorular, insanlar psikolojik
bir rahatsızlık yaşadıklarında akıllarına gelen ilk sorulardandır. Burada
öncelikle kişilerin kendi isteklerine göre ilaç ya da terapi seçimi yapmak
istediklerini görürüz. Fakat bu, kişinin isteğine göre verilecek birkarar
değildir. Bakıldığında genel olarak psikolojik problemler ilaç kullanımına
gerek olmaksızın psikoterapiyle çözülebilecek sıkıntılardır.Terapinin ne kadar
uzun süreceğialtta yatan sorunun sebepleri, başlangıcı, derinliği, şiddeti gibi
faktörlere göre değişir. Bazı rahatsızlıklarise biyolojik kökenlidir ve ilaç
tedavisinin kesinlikle yapılması gerekir.Bazı rahatsızlıklarda da kişi ilaç
tedavisi istemiyor bile olsa,terapi alabilmesi için önce rahatsızlığının şiddetinin
azalması ve belli bir oranda sakinleşebilmesi amacıyla ilaç kullanımı
gerekebilir. Burada ilaçlar semptomların bastırılması ve ruhsal düzenin
sakinliğini sağlar.Çoğu psikolojik rahatsızlıkta ise ilaç tedavisi ile
değil,kişinin kendi çabasıyla üstesinden gelmesi gerekenşeyler söz konusudur.
Çünkü kişi terapi sayesinde sorunuyla yüzleşmekte ve çabası oranında
sıkıntılarından peyderpey kurtulabilmektedir. Ayrıca zaten kişi psikolojik
problemleriyle baş etmeyi öğrenmedikçe benzer problemlerin hayatta karşısına
tekrar çıkması olası olacaktır. Yani sorunlar tam anlamıyla ortadan
kalkmayacaktır. Terapi,nispeten daha uzun sürse de kişi sonuçta kalıcı bir
şekilde iyileşmektedir.
Hangi Durumlarda Psikolojik
Destek Almalıyım?
Eskiden temkinli yaklaşılan bu
konuya, modern yaşamla birlikte dünyada ve ülkemizde artık bilinçli bir
yaklaşım söz konusudur. İnsanların psikolojik destek alma konusundaki
bilinçlenmesi arttıkça ruh sağlığı uzmanlarına başvurular da artmıştır.
Bakıldığında terapi için tıbbi bölümlerden yönlendirilenlerin yanında kendisi
başvuranlar da bulunmaktadır. Bazen kişi sorununun bilincinde bir şekilde
terapiye gelmekte bazen ise aile ve arkadaşlarının farkına vardırmasıyla…Terapi
almak istemede sıkça rastlanan sebepler şunlardır; çekingenlik, aldatılma, öfke
patlamaları, stres, korku, kararsızlık, eşlerin çatışması, ölüm düşünceleri,
panik atak, suçluluk duygusu, önüne geçilemeyen takıntılar, kapalı alan
korkusu, hayattan zevk alamama, boşanma, çocuklarla ilgili problemler, hayır
diyememe, mükemmeliyetçilik, menopoz dönemi sıkıntıları, uykusuzluk, cinsel
sorunlar(erken boşalma, vajinismus, cinsel isteksizlik) vb.
Pratikte gördüğümüze
göre, yukarıda sayılanlar şeklinde sıkıntıları yaşasa bile çoğu kişi destek
almayı ihmal edebiliyor. Bu, sonuçta
yaşanan problemlerin şiddetinin artmasına ve çeşitlenmesine sebep oluyor. Bu
da, kişinin daha kısa sürede kurtulacağı sıkıntıların katlanmasına sebebiyet
veriyor. Günlük işlevselliğini (ev, iş ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerini,
günlük rutinini) olumsuz etkileyerek verimini düşürüyor. Kişiler bu şekilde
destek almaya gelebiliyorlar. Bunun yanında terapi için kişilerin ruhsal bir
sıkıntısı olması da gerekli değildir. Bir problem yaşamasa da kişiler
kendilerini tanımak, evlenmeden ve çocuk sahibi olmadan
önce danışmak için terapi alabilirler.
Unutmayın, eğer
kendinizi kötü hissediyorsanız ya da kendinizi daha yakından tanımak
istiyorsanız psikoterapi alabilirsiniz.