21 Eylül 2016 Çarşamba

Psikoloji Nedir?

Psikoloji Nedir?
Psikoloji için kabaca insan ve hayvan davranışlarının bilimidir, denilebilir. Geniş anlamıyla bakıldığında bireylerin duygu, düşünce, davranış, motivasyon süreçleri ile bunların altındaki nedenlerive bireylerin birbirleriyle etkileşimlerini inceleyen bir bilim dalıdır. İnsana dair her alanda çalışma ve gözlem yapma imkânı olan psikoloji bilimi, kendi içerisinde pek çok alt alana sahiptir: klinik psikoloji,sosyal psikoloji, gelişim psikolojisi, endüstri psikolojisi, spor psikolojisi, trafik psikolojisigibi.

Psikolog Kimdir? 
Psikologlar, üniversitelerin Fen-Edebiyat Fakültesi-Psikoloji bölümlerinden 4 yıllık lisans eğitimini tamamlamış kişilerdir. Dilerlerse lisans eğitimi sonrasında psikolojinin alt alanlarında uzmanlık eğitimi alıp kendilerini belli bir alanda geliştirebilirler. Ayrıca terapi eğitimlerine (bilişsel davranışçı terapi, çift terapisi, oyun terapisi, cinsel terapi) katılarak psikoterapi (kısaca, problemin sistemli konuşma ve bir takım uygulamalarla çözümü)yapmak için yetki sahibi de olabilirler.

Psikiyatrist Kimdir?
Psikiyatristler, tıp fakültelerinden mezun olup Psikiyatri uzmanlığını almış tıp doktorlarıdır. Psikiyatristler tıp doktoru oldukları için hastalarınatanı koyarak tedavi düzenleyebilirler. Hastaya gerektiğinde ilaç tedavisi planlayabilirler. Ayrıca psikiyatristler de tıp eğitimlerine ek olarak psikoterapi eğitimi aldıkları taktirdepsikoterapiyapabilirler.

“Psikoloğa mı Gitmeliyim, Psikiyatriste mi?”
“Terapi mi Almalıyım, İlaç mı?”
            Bu sorular, insanlar psikolojik bir rahatsızlık yaşadıklarında akıllarına gelen ilk sorulardandır. Burada öncelikle kişilerin kendi isteklerine göre ilaç ya da terapi seçimi yapmak istediklerini görürüz. Fakat bu, kişinin isteğine göre verilecek birkarar değildir. Bakıldığında genel olarak psikolojik problemler ilaç kullanımına gerek olmaksızın psikoterapiyle çözülebilecek sıkıntılardır.Terapinin ne kadar uzun süreceğialtta yatan sorunun sebepleri, başlangıcı, derinliği, şiddeti gibi faktörlere göre değişir. Bazı rahatsızlıklarise biyolojik kökenlidir ve ilaç tedavisinin kesinlikle yapılması gerekir.Bazı rahatsızlıklarda da kişi ilaç tedavisi istemiyor bile olsa,terapi alabilmesi için önce rahatsızlığının şiddetinin azalması ve belli bir oranda sakinleşebilmesi amacıyla ilaç kullanımı gerekebilir. Burada ilaçlar semptomların bastırılması ve ruhsal düzenin sakinliğini sağlar.Çoğu psikolojik rahatsızlıkta ise ilaç tedavisi ile değil,kişinin kendi çabasıyla üstesinden gelmesi gerekenşeyler söz konusudur. Çünkü kişi terapi sayesinde sorunuyla yüzleşmekte ve çabası oranında sıkıntılarından peyderpey kurtulabilmektedir. Ayrıca zaten kişi psikolojik problemleriyle baş etmeyi öğrenmedikçe benzer problemlerin hayatta karşısına tekrar çıkması olası olacaktır. Yani sorunlar tam anlamıyla ortadan kalkmayacaktır. Terapi,nispeten daha uzun sürse de kişi sonuçta kalıcı bir şekilde iyileşmektedir.

Hangi Durumlarda Psikolojik Destek Almalıyım?
            Eskiden temkinli yaklaşılan bu konuya, modern yaşamla birlikte dünyada ve ülkemizde artık bilinçli bir yaklaşım söz konusudur. İnsanların psikolojik destek alma konusundaki bilinçlenmesi arttıkça ruh sağlığı uzmanlarına başvurular da artmıştır. Bakıldığında terapi için tıbbi bölümlerden yönlendirilenlerin yanında kendisi başvuranlar da bulunmaktadır. Bazen kişi sorununun bilincinde bir şekilde terapiye gelmekte bazen ise aile ve arkadaşlarının farkına vardırmasıyla…Terapi almak istemede sıkça rastlanan sebepler şunlardır; çekingenlik, aldatılma, öfke patlamaları, stres, korku, kararsızlık, eşlerin çatışması, ölüm düşünceleri, panik atak, suçluluk duygusu, önüne geçilemeyen takıntılar, kapalı alan korkusu, hayattan zevk alamama, boşanma, çocuklarla ilgili problemler, hayır diyememe, mükemmeliyetçilik, menopoz dönemi sıkıntıları, uykusuzluk, cinsel sorunlar(erken boşalma, vajinismus, cinsel isteksizlik) vb.
            Pratikte gördüğümüze göre, yukarıda sayılanlar şeklinde sıkıntıları yaşasa bile çoğu kişi destek almayı ihmal edebiliyor.  Bu, sonuçta yaşanan problemlerin şiddetinin artmasına ve çeşitlenmesine sebep oluyor. Bu da, kişinin daha kısa sürede kurtulacağı sıkıntıların katlanmasına sebebiyet veriyor. Günlük işlevselliğini (ev, iş ve arkadaşlarıyla olan ilişkilerini, günlük rutinini) olumsuz etkileyerek verimini düşürüyor. Kişiler bu şekilde destek almaya gelebiliyorlar. Bunun yanında terapi için kişilerin ruhsal bir sıkıntısı olması da gerekli değildir. Bir problem yaşamasa da kişiler kendilerini tanımak, evlenmeden ve çocuk sahibi olmadan önce danışmak için terapi alabilirler.
            Unutmayın, eğer kendinizi kötü hissediyorsanız ya da kendinizi daha yakından tanımak istiyorsanız psikoterapi alabilirsiniz.



PAYLAŞ

Yazar:

0 yorum: